Tek Çare Kemalizm! - İsmet SOLAK
TÜM dünya ekonomik kriz altında bocalıyor.
ABD kendi ektiklerini biçiyor.
Ne demiş atalarımız?
Rüzgar eken fırtına biçer..”
Senato’dan geçen 850 milyar dolarlık kurtuluş paketi Temsilciler Meclisi’nde de kabul edilecek mi? Yoksa, ilkinde olduğu gibi yine tırpanlanacak mı?
Yani, Temsilciler Meclisi ilk oylamada hangi gerekçelerle yasayı ret etti ve şimdi ne oldu da kabul edecek?
ABD öyle, AB daha kötü durumda. Kararsız!
Dönüp bir düşünelim yakın geçmişi..
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra iki kutuplu dünya düzeni sarsıldı.
ABD kendini tam yetkili ve etkili görerek her tarafa saldırdı.
Enerji yollarını ele geçirmek için sahte gerekçelerle insanları korkuttu.
Irak’ı işgal etti, demokrasi adına girdi, ülkeyi paramparça etti.
Emperyalizmin adı, barış ve demokrasi şalıyla örtüldü. Ama dökülen kanlarla da tarihe yüz karası bir gerçek olarak yazıldı.
Rusya da bundan yararlandı. Enerji kaynaklarına sahip olan ülkeler kasalarını doldurdu.. Tüketici ülkelerde ise bütçeler darmadağın oldu.
Ne garip değil mi? Eski düşmanlar şimdi dünya nimetlerini paylaşıyor.
Kapitalizm can çekişiyor.
Komünizm onun alternatifi bile değil.
Aslında krize çare aranıyor ama, gerçek reçeteyi hatırlayan yok!
Tek çare var; Kemalizm..
Sömürüyle değil, ulusal değerlerin harekete geçirilmesi ve adil paylaşımla krizden çıkılır. Bunu 20 yüzyılın ilk yarısında Mustafa Kemal ve arkadaşları başardılar.
Yoktan var ettiler ülkeyi ve ekonomiyi de kendileri kurdular..
Sıfırdan başlayıp ürettiler ve tam bağımsız, adil üretim ve paylaşım yapan istiklal-i tam bir laik Cumhuriyet kurdular
Rahmetli İsmet Paşa bizlere kendi anlatmıştı:
“Mustafa Kemal Paşa, denk bütçe isterdi. Şişirme bütçe hesaplarına karşıydı. Ben de, bütçe 1000 liraya mı bağlandı, 100 veya 150 lirayı bir kenara koyar saklardım. Nemize lazım, borç alarak batmadık mı? İcabı hal için saklar ve. Bütçe açık vermezdi.”
ABD krizden çıkmak için piyasaya taze dolar pompalayacak. Nerelere? Kimler bu paraları cukkalayacak? Aslında büyük paralarla birileri mutlaka çıkar sağlayacaktır.
Kapitalizmin acımasız yapısıdır bu; acı çeken insanların üstünden bile yararlanırlar.
Kemalizm bunun tam tersidir.
Ne Kapitalist sömürü mekanizması işler, ne de Komünizmin baskıcılığı..
Halk için Halkçılık ve Devletçilik iç içedir.
Özel sektörün olmadığı yerde Devlet sektörü.. Hatta mümkünse alternatif olarak Tarım Satış Kooperatifleri devreye girmektedir.
Ülkenin batısında ne yetişiyorsa, onu yetiştirip ürünlerini işlemeyi tercih ettiler.
Bacalar, o ürünlere göre tütmeye başladı.
Güneyinde ne yetişiyorsa, sanayi yatırımları ona göre yönlendirildi.
Kuzeyde veya ortada olanlar Doğuda eksikse, orada da hayvancılık ağırlık kazandı
Kimileri “Karma ekonomi” dedi, kimileri “Devletçilik” yönünü abarttı.
Kapitalizm can çekişiyor.
Sistemin ana merkezlerinde telaş içinde çareler aranıyor.
Komünizm zaten hantal hale gelmişti ve tükenip gitmişti.
Zümre baskısının yerini zengin zümreler aldı.
Sanki demokrasiye geçilmiş gibi görüntüler sergileyerek, aslında tek adam zihniyeti ile yönetilen ülkeler haline dönüştüler.
Oysa Kemalizm hala çözüm yolu.
Başkalarının etkisi ile bizler yok etmeye çalışıyoruz ama, reçete yine aynı reçete.
Dünyada eğer krizden çıkmak için bir reçete aranıyorsa, hazır: Kemalizm!
Yeter ki, bu reçeteyi okumak isteyenler önyargılı olmasınlar!
Atatürk düşmanı olan Karşı Taraf sözcüleri ve din bezirganları ile dışa bağımlılığı hüner sayan “Soruz’cu Çocukları” devrede olmasınlar. Reçete gerçek çözümdür, inanın!