Türk! Öğün. Çalış. Güven.
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk Milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimiz'in dayanağı Türk Topluluğu'dur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk Kültürü ile dolu olursa, o topluluğa dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.
Benim hayatta yegâne fahrim, servetim Türklük'ten başka birşey değildir.
Bu millet kılı kıpırdamadan dâva uğruna ve benim uğruma, canını vermeye hazır olmasaydı ben hiçbir şey yapamazdım.
( İngiliz ataşemiliteri Kolonel Ros'un bir sorusuna karşılık olarak söylenmiştir: ) Anasının ve babasının asilliğiyle iftihar eden Teodoz, İtalya yarımadasına inmek isteyen Türk Attilâ'ya, barış görüşmesinden önce sormuş: "Siz hangi asîl ailedensiniz?" Attilâ da ona cevap vermiş: "Ben asîl bir milletin evlâdıyım!" İşte benim cevabım da size budur!
Bizim başka milletlerden hiçbir eksiğimiz yoktur. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız, yüksek maksatlar uğrunda ölmesini biliriz.
Türk'e olumlu ve iyi bir şey veriniz. Bunu reddetmesine imkân yoktur.
Türk Milleti kahramanlıkta olduğu kadar istidat ve liyakatte de bütün milletlerden üstündür.
Benim için en büyük korunma noktası ve şefaat kaynağı milletimin sinesidir. ( 1919 )
Yalnız mitingler ve benzeri tezahürat büyük gayeleri hiçbir vakitte kurtaramaz ve ancak milletin sinesinden bilfiil doğan müşterek kudrete dayanırsa kurtarıcı olur. ( 1919 )
Vakız bize milliyetçi derler. Fakat biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların bütün milliyetlerinin gereklerini tanırız. Bizim milliyetçiliğiz herhalde bencil ve gururlu bir milliyetçilik değildir. ( 1920 )
Ben batı milletlerini, bütün dünyanın milletlerini tanırım. Fransızları tanırım, Almanları, Rusları ve bütün dünyanın milletlerini şahsen tanırım ve bu tanışmam da harp sahalarında olmuştur, ateş altında olmuştur. Ölüm karşısında olmuştur, Yemin ederek size temin ederim ki, bizim milletimizin manevî kuvveti bütün milletlerin manevî kuvvetinin üstündedir. ( 1920 )
Fatih İstanbul'da bulduğu dinî ve millî teşkilâtı olduğu gibi bıraktı. Rum patriki, Bulgar eksarhı ve Ermeni kategigosu gibi hristiyan din reisleri imtiyaza sahip oldu. Kendilerine her türlü serbestlik verildi. İstanbul'un fethindenberi, müslüman olmayanların mazhar bulundukları bu geniş imtiyazlar milletimizin dinen ve siyaseten dünyanın en müsaadekâr ve civanmert bir milleti olduğunu ispat eder en bariz delildir. ( 1920 )
Birlik ve emelde, kararlı ve ısrar eden millet, mağrur ve mütecaviz her düşmanı eninde sonunda gurur ve tecavüzünde pişman edebilir. ( 1920 )
Türklerin vatan sevgisiyle dolu olan göğüsleri düşmanların melun ihtiraslarına karşı daima demirden bir duvar gibi yükselecektir. ( 1921 )
Biz ne Bolşevikiz, ne de Komünist; ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız. Hülâsa, bizim hükûmet şeklimiz tam bir demokrat hükûmetidir. Ve dilimizde bu hükûmet "halk hükûmeti" diye anılır. ( 1922 )
Bu memleket tarihte Türk'tü, halde Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. ( 1923 )
Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvelâ bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliği bulmayan milletler başka milletlerin avıdır. ( 1923 )
Hiçbir sözümde milletime karşı geri alma durumunda kalmadım. Onları söylerken bir hayal peşşinde koşan gibi, hayal şakıyan şair gibi değil, onları söylemekliğim bu milletteki kabiliyet unsurlarını bilmekliğimden idi. ( 1923 )
Millî ahlâkımız, medenî esaslarla ve hür fikirlerle beslenmeli ve takviye olunmalıdır. Bu çok mühimdir; bilhassa dikkatinizi çekerim. Tehdit esasına dayanan ahlâk, bir fazilet olmadıktan başka itimada da lâyık değildir. ( 1924 )
Bir Türk dünyaya bedeldir. ( 1925 )
Memleket ve millet hizmetlerinde baş olmak isteyenlerinilham kaynağı, milletin hakikî hisleri ve emelleridir. Bizim anılmaya değer bir hareketimiz varsa, o da milletin duygu ve eğilimlerinde varlığına temas etmeye çalışmaktan ibarettir. Her türlü muvaffakiyet sırrının, her nevi kuvvetin, kudretin hakikî kaynağının, milletin kendisi olduğuna kanaatimiz tamdır. ( 1925 )
Mühim bir vazifenin yapılışında benden evvel işe girişen, millet olmuştur. Benim şu veya bu sebeple tehir ettiğim mühim vazifeyi millet bana ihtar etmiş ve yapmıştır. Bunu milletin müşterek ruhundaki yükseklik ve erginliğe parlak bir misal olarak anmalıyım. ( 1925 )
Gerektiği zaman vatan için bir tek fert gibi yekpare azim ve karar ile çalışmasını bilen bir millet elbette büyük istikbale lâyık ve namzet olan bir millettir. ( 1927 )
Memleketin, fikrî ve ekonomik gelişmede, yüksek ilerleme sahası olmasına çalışmak, idealimizdir. Fakat bu gelişmenin, medenî ve millî sınırlar haricinde cereyan almasını prensiplerimize uygun bulamayız. ( 1929 )
Türk Milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve beynelmilel temas ve münasebetlerde, bütün muasır milletlere muvazi ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber, Türk içtimaî heyetinin hususî seciyelerini ve başlı başına müstakil hüvviyetini mahfuz tutmaktır. ( 1930 )
Yurt toprağı! Sana herşey feda olsun. Kutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Fakat sen Türk Milleti'ni ebedî hayatta yaşatmak için feyizli kalacaksın. Türk toprağı! Sen, seni seven Türk Milleti'nin mezarı değilsin. Türk Milleti için yaratıcılığını göster. ( 1930 )
Türk Milleti, güzel herşeyi, her medenî şeyi, her yüksek şeyi sever, takdir eder. Fakat muhakkaktır ki, herşeyin üstünde tapındığı birşey varsa, o da kahramanlıktır. Bu sözlerim şüphesiz bugünki uyanık Türk Gençliği'nin kulaklarında yüksek ve tesirli bir akisler yapacaktır. Yüksek huylarına ehemmiyetle baktığım Türk Çocukları'ndan daha az şey istemem. ( 1931 )
Türk Milleti büyük bir arslandır. Biz hepimiz onun tüyleri arasına sıkışmış ve sığınmış göz ile görülmez küçük varlıklarız. O arslanın büyük hareketleri ve hamleleri ise inkılâp hareketleri ve hamleleridir. Bu arslanı tahrik edebilmek... İşte bizim için iftihar edebilecek rol budur. ( 1931 )
Millet için ve milletçe yapılan işlerin hâtırası her türlü hâtıraların üstünde tutulmazsa millî tarih mefhumunun kıymetini takdir etmek mümkün olamaz. ( 1931 )
Millî seciyeyi derin tarihimizin ilham ettiği yüksek derecelere çıkarmak heyecanla takip ettiğimiz büyük emellerimizdendir. ( 1931 )
Diyarbakır'lı, Van'lı, Erzurum'lu, Trabzon'lu, İstanbul'lu, Trakya'lı ve Makedonya'lı, hep bir ırkın evlâtları, hep aynı cevherin damarlarıdır. ( 1932 )
Kati olarak bilinmelidir ki, Türk Milleti'nin millî dili ve millî benliği bütün hayatınca hizmetinde ve esas kalacaktır. ( 1933 )
Bu dünyadan göçerek Türk Milleti'ne veda edeceklerin çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara, son sözü bu olmalıdır: "Benim Türk Milleti'ne, Türk Cemiyeti'ne, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz." Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk Ulusu duygusunun ifadesidir. Bunu her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini vereceklerdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Ulusu'nun nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedi olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. ( 1935 )
Türkiye'de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk Hükûmeti'nin ilk gayesi halka hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır. ( 1935 )
Seneler geçtikçe, millî ideal verimleri, güvenle çalışmada, ilerleme hevesinde, millî birlik ve millî irade şeklinde, daha iyi gözlere çarpmaktadır. Bu, bizim için çok önemlidir; çünkü, biz, esasen millî mevcudiyetin temelini, millî şuurda ve millî birlikte görmekteyiz. ( 1936 )
( Yugoslavya Başvekili'ne söylenmiştir: ) Benim bir işaretimle bütün Türkler hudutlarda ölmeye hazırdır, bizim hudutlarımızda ve sizin hudutlarınızda... ( 1937 )