Yakın tarihimizde acılı dramlar vardır... Hâlâ yürek sızlatır! Mustafa Kemal’e olan aşırı bağlılığının bedelini canıyla ödeyen “Topal Osman” öyküsü! Rahmetli babamın çok sevdiği yiğit bir Karadeniz uşağı idi Topal Osman! Babam bize onunla birlikte çekilmiş, Karadeniz giysili, kucağında filintalı fotoğrafı gösterirken gözleri yaşarırdı.
Benim de içimi sızlatan başka bir olay, başka bir kahraman var: Muğlalı Mustafa Paşa ve olayı! Şimdi bölücüler, tüm Kürtçüler ortamı müsait buldular, yeni “Kürt açılımları” yapılırken, bu eski yarayı kaşımaktalar! Birdenbire gene hatırlayıverdiler: Genelkurmay’ın Paşa’nın adının, olayın cereyan ettiği Van’ın Özalp ilçesindeki kışlaya verilmesine karşı ayaklandılar. Gün uğursuzun!
Muğlalı Mustafa Paşa olayı
Muğlalı Mustafa Paşa bölgede Ordu Komutanı iken 1943’te Van’ın Özalp İlçesinde 33 bölücü, hem de hayvan kaçakçısı 33 eşkıyayı, ibreti âlem için kurşuna dizdirmişti... 1946’da “Demokrasi” dönemi başlayınca, o zaman muhalefette olan Demokrat Parti, bölge oyları için Paşa’nın yargılanmasını istemiş, iktıdar partisi CHP de maalesef aynı oy hesaplarıyla buna fazla karşı koyamamış, bu baskılar neticesinde Paşa Askeri Mahkeme tarafından önce idama mahkûm edildi, sonra “cezası” 26 yıla çevrildi ama paşa bu “ceza” tamamlanmadan, cezaevinde vefat etti. Son sözleri: “Ben görevimi yaptım! Vatana helal olsun” olmuştu. Kürtçüler ve yandaşları bu olayı hiç unutmadılar, kendilerine “menkıbe” yaptılar. “Ahmet Arif” de “33 Kurşun” şiiriyle bölücülerin ilahisi yaptı! Ama vefakâr Türk Ordusu Muğlalı Mustafa Paşa’nın mübarek adını kışlaya verdi!
Radikal, Taraf’tan önce
davrandı
Şimdi, mahut “Kürtçü” dostu RADİKAL gazetesi, aynı cephedeki TARAF Gazetesini atlatmış, “Hiç olur muymuş, katliam yapanın adı kışlaya verilir miymiş” demeye getiriyor. Manşetten haber veriyor:
- “Olaydan 61 yıl sonra suçsuz yere kurşuna dizilenlerin yakınları, Özalp’teki kışlaya Muğlalı’nın isminin verilmesine karşı dava açmışlar, fakat Genelkurmay Başkanlığı mağdur yakınlarının ısrarına rağmen geri adım atmamış! Bunun üzerine, o ”yakınlar“ kışladan Muğlalı Paşa’nın adı kaldırılmazsa AİHM’e kadar - (cehennemin dibine kadar) gideceklermiş!”
Kışladan Muğlalı Mustafa Paşa’nın adının kaldırılması için açılan davada Milli Savunma Bakanlığı’nın savunması: “Merhum Muğlalı, işlediği suçtan dolayı cezasını çekmiş ve olayın üzerinden 60 yıldan fazla bir zaman geçmiştir. Merhumun cezasının veya kısıtlamalarının süresiz devam edeceğinin iddia edilmesi hiçbir hukuki ve demokratik değerle bağdaştırılamaz... Merhumun cezası süresiz değildir.”
Bence yetersiz bir yanıt; önce savunmaya geçmek bile yanlış. Muğlalı Mustafa Paşa’nın katliam yaptığı, cezalandırılmasının doğru olduğu zımnen kabul edilmiş oluyor! Hayır; Paşa cezaya, hele idam cezasına asla müstahak değildi. O günün şartları içinde, hatta bölücülük tehlikesini o günden fark ettiği için gerekeni, yapmıştı! Helal olsun!
Acı olan şu ki, biz otuz bin küsur kişinin katili eşkıyabaşı APO’yu, cinayetlerini unuttuk. Onu en iyi şartlarda yaşatıyor, örgütüne uzaktan avukatları vasıtasıyla kumanda etmesine imkân veriyoruz. Onlar merhum Muğlalı Mustafa Paşa’yı unutmadılar... Ha gayret; DTP’lilerin gayretiyle APO’nun adı Güneydoğu’da bir kente hatta bir üniversiteye verilir... Hem bu “Yeni Kürt açılımı” AB’yi mutlu kılacak, ne de güzel bir jest olur... Hay AB ve “oy” nelere kadirsiniz!
Açılım
Ve şimdi Güneydoğu Kürt sorununda sıra, gene barışçı siyasi çözümde. TC Devleti temsilcileri, ”değil bir PKK’lıyı, bir Kürt kedisini dahi Türkiye’ye vermem“ diyen Barzani ve ”bana PKK terör örgütüdür dedirtemezsiniz “ diyen Talabani ile resmen müzakerelere başladı. Uğruna Mustafa Paşa ve onun gibi kahraman şehitler feda olsun! Bizde bu unutkanlık, edilgenlik ve böylesine bir medya varken, düşmanlarımıza da doğrusu helal olsun!