HEPAR - DENİZLİ Anadolu Kartalları Çalışma Grubu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HEPAR - DENİZLİ Anadolu Kartalları Çalışma Grubu

Benim İçin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP). Eşbaşkanının Damat Ferit'ten Hiçbir Farkı Yoktur.... KemalistKartal
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Atatürk Kimdir?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 668
Kayıt tarihi : 14/11/08
Yaş : 36
Nerden : Denizli

Atatürk Kimdir? Empty
MesajKonu: Atatürk Kimdir?   Atatürk Kimdir? Icon_minitimeCuma Kas. 14, 2008 6:12 pm

"Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin, milletin saadet ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur"

Atatürk

(10 Kasım 1929)

Birinci Dünya Savaşı sonunda, Türkiye işgal edilmiş, parçalanmış ve emperyal Batı tarafından, kendi güdümlerinde Ege ve Marmara'da İyonya, Karadeniz'de Pontus, Doğu Anadolu'da Ermenistan ve Güney Doğu'da Kürdistan kurulmak istenmiştir. Böylece "Doğu Sorunu" da çözümlenmiş ve Ortadoğu'ya yerleşmiş olacaklardı. İngiltere 13 Kasım 1918'de İstanbul'u işgale başladığında kafasında bu düşünceler vardı. Emperyal Batı, Türk milleti ve onun tarihi ile hesaplaşmak, hatta onu tarihten silmek gerektiğine inanıyordu.

Bu konuda belli başlı Batılılar şunları ileri sürmekteydiler : "Türkler reşit değildir ve insan haklarına da layık değildir" Tarihçi Albert Vandal, "Türkler Batı'nın çıkarlarına göre resen ıslah edilmeliydiler." Düyun-u Umumiye Başkanı Sir Adam Block, "Almanya kazanırsa Alman sömürgesi olacaksınız, İngiltere kazanırsa mahvolacaksınız" diyordu. Lloyd George "Türkler bir insanlık kanseri, kötü yönettikleri toprakların etine işlemiş bir yara" derken, Lord Curzon da "Türkler için askerlik mesleği kapanmıştır, Fransız lejyonuna gidebilirler" diyecektir. Victor Hugo "Türkler oradan geçti, her şey matem ve harabe " diyordu bir şiirinde.

Fransız Cumhurbaşkanı Clemenceau ise "Türk ele geçirdiği her yere yıkım getirmiş savaşta kazandığını barış dönemlerinde geliştirmek yeteneğini gösterememiştir" diyordu. Lord Asquith 'e göre "Osmanlı devleti kılıçla gelmişti, kılıçla ölmeliydi".

Anadolu'da başarılmış bir ulusal bağımsızlık hareketi de öteki mazlum milletlere, Hindistan ve Mısır gibi sömürgelere de örnek olmamalıydı.

İşte emperyal Batı'nın Türkler hakkındaki bütün bu olumsuz, haksız, yersiz, önyargılı ve küçük düşürücü görüşlerine ve düşüncelerine "Bu husumet dünyası bizi reşit saymıyor" diyerek karşı duran Atatürk, Türk milletinin savaşın galipleriyle değil de, emperyalizm ile karşı karşıya olduğunu ilk gören ve teşhis eden devlet adamıdır.

Yeni devlet
Daha işin başında, amacının ne olduğunu, Mütareke günlerinde İstanbul'dan ayrılmadan evvel ".. bu vaziyet karşısında tek bir karar vardı, o da milli egemenliğe dayalı, kayıtsız şartsız bağımsız yeni Türk devleti kurmak. İşte daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz tatbikatına başladığımız karar bu karar olmuştur" sözleriyle açıklar.

Batı uygarlığının temelinde "Aydınlanma ilkeleri" olduğunu gören Atatürk Meşrutiyet ve Tanzimat dönemi devlet adamlarının göremediği bu temel yapıyı ilk gören ve bunu Türk toplumunun devlet ve sosyal hayatına uygulayan ve Türk ulusunun Aydınlanma çağına giriş sürecini başlatan devlet adamıdır.

Batı uygarlığının temel niteliği olan Aydınlanma'yı Türkiye'ye getirmeyi gerçekten arzu eden Atatürk, aydınlanma ile aklın yaşama ve hayata kılavuzluk edeceğine inanıyordu.

Yol gösterici bilim
Bir Aydınlanmacı hümanist olarak Atatürk, Osmanlı'nın ayağına bağ olan kara cehaleti, kör bağnazlığı çok iyi fark etmiş, onunla mücadeleye kendini adamış ve çağdaş uygarlığa ancak bilgi ve teknik ile ulaşılabileğini ve bu değerlerin nerede ise, oradan alınmaları gerektiğini vurgulamıştır her konuşmasında.

Bilime ve bilim adamına önem ve değer veren Atatürk "Hayatta en hakiki yol gösterici, bilimdir" sözü ile ulusa ve gelecek nesillere bilimin değerini her zaman hatırlatır ve hatırlatılmasını ister. "Türk ulusunun yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale pozitif bilimdir" der.

Atatürk ortaçağı temsil eden bir yapıdan, yeni çağa bir bütün olarak geçiş kararını verirken amacını "yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını bütünüyle çağdaş ve bütün anlam ve biçimiyle uygar bir toplum durumuna getirmektir. Devrimimizin temel ilkesi budur" sözleriyle ifade ediyordu.

Atatürk içinden çıktığı Türk halkının kaderine etki edip ona damgasını vurmuş bir tarihi şahsiyettir.

O'nu çağdaş ve tek kılan, bir dünya savaşının sonucunda yıkılan bir imparatorluğun enkazı üzerine ulusal, bağımsız ve laik bir devlet kurmak üzere ve dünyanın sömürge ve yarı sömürge ülkelerinin ulusal kurtuluş mücadelelerine öncülük edecek olan Türk ulusal kurtuluş savaşını başlatmış ve başarıyla sonuçlandırmış olmasıdır.

Buhranlı dönemlerimizde düşünceleriyle çıkış yolları işaret eden, yolumuzu aydınlatan sönmez bir meşale olan Atatürk, aynı zamanda sadece yaptıklarıyla "biten değil" , fakat fikirleriyle her yeni kuşakta "yeniden başlayan" bir düşünürdür. Atatürk kendisini unutmayanlar için sonsuz bir enerji kaynağıdır.

O kahraman iradeyi unutturmamak ise hepimize düşen bir vatan borcudur. O'nu unutturmak isteyenler olabilir. Naçiz bedeni toprak olduysa da, birleştirici düşünceleri ve barışçı fikirleriyle Atatürk, her zaman aramızda yaşayacaktır.

Dogmalara karşı
Bugün de aramızda yaşama hakkını ve saygınlığını kazanmış, ulusun gönlünde yer etmiş olan Atatürk, tarihimiz içinde bir uygarlık simgesi olmuştur.

Atatürk "Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır....Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar" diyordu.

"Benim müstesna olduğuma dair yasa yoktur" diyen Atatürk'ü, tabulaştırmadan, efsanelerden uzak ve ne kadar akılcı gözle görürsek, o kadar gerçeğe yaklaşırız.

Bu görev yeni kuşakların olmalıdır. Çünkü azgelişmiş kafalar, azgelişmiş ülkeleri kurtarmaya yetmediği gibi, küçük kafalar da bir devletle bağdaşmaz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.kemalistkartalı.com.tr.tc
 
Atatürk Kimdir?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Osman PAMUKOĞLU Kimdir ?
» Atatürk'e Göre Atatürk
» Ölümsüz ATATÜRK
» ATATÜRK Kütüphanesi - J
» ATATÜRK Kütüphanesi - K

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HEPAR - DENİZLİ Anadolu Kartalları Çalışma Grubu :: Hakimiyeti Milliye-
Buraya geçin: