HEPAR - DENİZLİ Anadolu Kartalları Çalışma Grubu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HEPAR - DENİZLİ Anadolu Kartalları Çalışma Grubu

Benim İçin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP). Eşbaşkanının Damat Ferit'ten Hiçbir Farkı Yoktur.... KemalistKartal
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Berberiler - Kuzey Afrika’nın bilinen en eski halkı.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 668
Kayıt tarihi : 14/11/08
Yaş : 36
Nerden : Denizli

Berberiler - Kuzey Afrika’nın bilinen en eski halkı. Empty
MesajKonu: Berberiler - Kuzey Afrika’nın bilinen en eski halkı.   Berberiler - Kuzey Afrika’nın bilinen en eski halkı. Icon_minitimePtsi Kas. 17, 2008 10:49 pm

Berberiler

Kuzey Afrika’nın bilinen en eski halkı.

Berberiler


Fas, Cezayir, Tunus, Libya ve Mısır’a kabileler halinde dağılmışlardır. Birbirlerine kesin dil birliğiyle bağlı olmakla birlikte, fiziksel ve kültürel özellikleri büyük çeşitlilik gösterir.
Paleolitik ve Neolitik Çağ ırklarının karışımından doğdukları sanılan Berberiler, sırasıyla egemenliği altında yaşadıkları Fenike, Kartaca, Roma, Hıristiyan ve İslam uygarlıklarından büyük ölçüde etkilendiler.

7. yüzyılda başlayan Arap istilası sırasında İslamiyeti kabul etmeleri en az bir yüzyıl sürdü. İlk Arap istilacılar sayıca da az olduklarından, Berberileri etnik ve dilsel açıdan etkileyemediler. Kırsal kesimdeki Berberi kabileleri 12. yüzyıldaki Bedevi istilasına değin oldukça özerk yapılarını korudular. Bu tarihte bölgeye giren Bedevi Araplar, Berberi köylü ekonomisini yıkarak birçok yerleşik kabilenin göçebeliğe geçmesine yol açtılar.

Fenikelilerden Araplara ve son olarak da Fransızlara kadar uzanan istilacılar zinciri, Berberilerin bu toplumlarla tam kaynaşmasını sağlayamadı. Günümüzde Araplaşmış Berberi kabileleri olduğu gibi, dağlık kesimlerde ve vahalarda lehçelerini ve geleneklerini koruyarak yaşayan Berberi kabileleri de vardır. Berberilerin İslamlığın Harici mezhebini benimsemeleri bir tür ulusal direnç duygusu olarak yorumlanabilir. Berberi lehçelerinin sayısı yüzleri bulur. Berberice konuşanların oranı Magrip’in doğusunda batıya oranla daha düşüktür. Özellikle Fas’ta nüfusun üçte ikisi Berberice konuşur.

Geleneksel Yapı
Öteki Magrip toplulukları gibi, Berberi toplumsal örgütlenmesinin de odağını İslam ve kabile geleneği oluşturur. İslam, aile sınırlarını da aşarak, yaşamın dünsel ve din dışı bütün alanlarını düzenler. Bununla beraber özellikle kırsal kesimde hala yaşayan özgün Berberi inanç ve gelenekleri de vardır; bunlar bir biçimde İslam ile uyumlu hale getirilmiştir.
Gerek yerleşik, gerek göçebe topluluklar için temel toplumsal ve siyasal örgütlenme biçimi, kabilelerdir. Sayıları bazen yüzleri, bazen de binleri bulan kabile üyeleri, kendilerini beni amn (kuzenler) olarak adlandırır ve kabilenin kurucusu olan ve ona adını veren ortak bir atadan geldiklerine inanırlar.

Toplumsal yapıda, kent ile kırsal kesim ve yerleşik yaşam ile göçebelik arasındaki ikilikler son derece belirgin ve belirleyici bir rol oynar. Genellikle Arapların egemen olduğu kentlerde kırsal kesimden kopmuş Berberiler ve mevsimlik işçiler dış mahallelerde yaşar. Kırsal kesimde Berberilerin çoğu yerleşik çiftçiliği sürdürmektedir. Bunlar kışın alçak düzlüklerde ekim yapıp, yazın dağ otlaklarında sürü güderler. Geçmişte Bedevi göçebeler ile yerleşik Berberiler arasındaki çatışmaların yerini bir dengeye bırakmasıyla sağlanan karşılıklı bağımlılık, genelde günümüzde de sürmektedir. Yerleşik topluluklar, canlı hayvan ve hayvan ürünleri karşılığında, göçebelerin hayvanlarını köy otlaklarında otlatmalarına izin verir ve onların tahıl gibi yiyecek gereksinimlerini sağlar. Vahalarda yerleşmiş olan topluluklar düşman kabilelerin saldırılarından korunma karşılığında göçebelere ait hurma ağaçlarına bakar.

Her Berberi topluluğunda şerif denen ve peygamber veya evliya soysundan geldiğine inanılan bir ya da birkaç din adamı bulunur. Kutsal kişiliklerinden dolayı kötülülerden korunduğuna inanılan bu din adamlarının Berberi kabileler üzerinde etkisi büyüktür.

Uzun süreli ve kalıcı yerleşimlerin bulunduğu bölgeler dışında, Berberi kabileleri kendilerini atalarının yurduna bağlı saymaz ve zaman zaman çok uzak yerlere göç ederler. Bu yer değiştirmeler, ekonomik nedenlerin yanı sıra, topluluk dayanışmasının atalarının yurduna bağlılıktan daha ağır basmasından da kaynaklanır. Topluluk dayanışması savaş, tarlaların kurayla dağıtılması, otlakların ortak kullanılması gibi konularda kendini gösterir. Kabile, cemaat denen ve ileri gelen ailelerin temsilcilerinden oluşan bir meclisçe yönetilir. Arap kabilelerinde reislik babadan oğla geçerken, Berberi cemaat reisleri seçimle belirlenir.

Kabile sayısı üçle aştı arasında değişen ve fırka denilen babayanlı klanlardan oluşur. Klan üyeliği ile oturulan yer arasında zorunlu bir bağ yoktur. Örneğin Kabilya’da her köy özerk bir fırka oluştururken, Uvras (Aures) yöresinde bir köy birkaç fırkayı barındırır. Kan bağı akrabalığı, kabile ya da klana dayalı mitik akrabalıktan farklıdır. Ortak bir atadan gelen tüm erkek bireyler aynı ailenin üyesidir. Berberi gelenekleri evlat edinmeye de izin verir. Bütün aile üyelerinin, aile mirası ve belli yükümlülükler konusunda, akrabalık derecesine göre değişen kesin hakları vardır; bir üyenin davranışından (örneğin adam öldürmede) öteki üyeler de sorumlu tutulur.

Her türlü toplumsal örgütlenmenin temelini akrabalık oluşturur. Kabile, klan, geniş aile ve ev birimi, iç içe çemberler gibi birbirini kapsayan farklı düzeydeki akrabalık ilişkilerini kapsar. Aile topluluğunun çekirdeğini ortak bir konutu ve yiyeceği paylaşan ve başkanın kesin otoritesi altında yaşayan yakın akrabalar oluşturur. Evlenen oğul babasının yanında yaşamaya devam eder; kız çocuk ise baba tarafından bir kuzeni ile evlenmemişse, kocasının yanına gider. Dul kalan, boşanan ya da reddedilen kadın kendi ana-babasının yanına döner. Bazen 3-4 kuşak bir arada yaşar ve aile üyelerinin sayısı 50 kişiyi bulur.

Saygın bir aileye ait olmanın, onurlu bir ad taşımanın büyük önemi vardır; çünkü toplumsal statü aile belirlenir. Aile içinde herkesin konumunu ve görevini belirleyen kesin bir disiplin uygulanır. Bununla birlikte ailenin birliği, baskıcı bir otoriteye kesinkes boyun eğmekten çok karşılıklı güven ve saygı temeline dayanır. Ailenin başı her şeyi denetler ve yönetir, ama öteki bireylerin üstü kapalı onayını almadan hiçbir şey yapamaz. Karşıt güçlerin dengesi, ortaya bir tür demokrasi çıkarmıştır.

Berberilerde erkek çocuk erken yaşta annesinden ayrılır, 6-7 yaşında sünnet edilir ve eğitilmek üzere erkek akrabalarının yanına verilir. Bu eğitim sırasında kadınların görüşlerine önem vermemeyi, büyüklere karşı uysal ve saygılı olmayı öğrenir. Kardeşler arasındaki sıcak ilişki, 10-12 yaşlarında daha uzak ve resmi bir niteliğe bürünür. Küçük kardeş ağabeylerine karşı saygılı davranır ve genel yerlerde birlikte görünmemeye çalışır. Çocuklar anne ve babalarına tam bir itaatle bağlıdır. Erkek ve kız kuzenler birbirlerine eşit davranırlar. Aile ortamı, çocukların günlük yaşamdaki adetleri öğrenmesini sağlar.

Konut tiplerinin çeşitliliği, Magrip kültürel zenginliğini ve farklı yaşam biçimlerini yansıtır. Başlıca konut tipleri ev, kulübe (gurbi) ve çadırdır. Bir cami görünümü taşıyan zengin ailelerin evlerinde İspanyol ve Magrip mimarisinin özellikleri görülür. Kentlerin dış kesimlerinde ise bahçelerle çevrili konaklar, apartmanlar ve derme çatma konutlar yan yana yer alır.
Dağlık yörelerdeki Berberi köyleri, savunma amacıyla yamaçlara kurulmuştur. Bu köyler genellikle agadir, guelae ya da gasr denen duvarlarla çevrilidir. Ovalardaki yerleşik topluluklar genellikle çadırlarda ve gurbi’lerden oluşan köylerde yaşar. Gurbi, toprak ya da dallardan yapılan ve kolaylıkla yıkılıp yeniden kurulabilen saz ya da yaprak damlı kulübedir.

Steplerde ise gerçek göçebeler yaşar. Bedevilerinkine benzeyen çadırları, yün, keçi veya deve kılından yapılmış uzun limelerden (flij) örülmüştür. Çadır, yerdeki kazıklara bağlı yün ya da kıldan yapılmış iplerle ve ağaç direklerle desteklenir. Zemin halı ve kilimlerle kaplanır. Geceleri sürüyü korumak için çadırlar bir çember biçiminde dizilir.

Ekonomik Yaşam
Çöldeki ekonomik yaşam temelde göçebe hayvancılığa dayanır. Doğal bitki örtüsünün deve, koyun ya da keçi yetiştirmeye elverişli olduğu bazı kıyı ovaları ile steplerde de durum aynıdır. Sürüleri için otlak arayarak sürekli dolaşan göçebeler, kışı güneyde yazı ise kuzeydeki Atlas Dağlarında veya deniz kıyısındaki tepelerde geçirirler.
Mısır ve arpa ekimi ilkel yöntemlerle yapılır. Toprak 2 yılda bir nadasa bırakılır, gübre kullanılmaz. Toprak bir çift hayvanın çektiği tahta bir karabasanla, sonbahar yağmurlarından sonra sürülür. Hasat ve harmanda yalnızca insan ve hayvan gücünden yararlanılır. Toprakta özel mülkiyetin olduğu yörelerde fellahin denilen topraksız köylüler ya da küçük çiftçiler ile hammasin denilen ve ürünün beşte biri karşılığında çalıştırılan işçiler bulunur. Yağışların düzensizliği, siyasi istikrarsızlık, katı mülkiyet kuralları ve otlatmaya öncelik verilmesi gibi etkenler yüzünden toprağı iyileştirici yöntemler gelişmemiştir. Bununla birlikte vahalarda ve belirli dağlık yörelerde yaşayan köylüler daha işlek tarım teknikleri uygulayarak tahıl, sebze, zeytin, meyve ve hurmaya dayalı yoğum bir karma tarımla uğraşırlar. Köylerde çömlek yapımı ve dokumacılık gibi işlerin çoğunu kadınlar görür.
İmalat gelişmemiştir. Köylerde tahıl öğütme dışındaki bütün işler küçük aile atölyelerinde ilkel el aletleri kullanılarak yapılır. Başlıca imalat etkinlikleri, kumaş dokumacılığı, alet yapımı ve inşaattır. Tabakhaneler yaygın olarak her yerde bulunur. Deri sanayisinde ayakkabıcı, saraç, maroken sepicisi gibi son derece usta zanaatçılar çalışır. Kentlerdeki inşaatlarda çalışan mozaikçi, seramikçi ve heykelciler Magrip mimarisine önemli katkılarda bulunmuştur.
Ev, bahçe, tarla ve hayvanlar özel mülkiyet kabul edilir ve mirasa konu olabilir. Kural olarak miras hakkı aile bireyleriyle sınırlıdır; ama akrabalar da miras üzerinde hak iddia edebilir. Aile mirasının parçalanması ve satılmasını önlemek için habüs denen vakıflar kurulmuştur. Genelde Müslüman cemaatin malı sayılan topraklar, kiracılarından belirli bir kira payı alınan fethedilmiş topraklar ile geçmişte sultan ve beylerin kabileye bıraktığı toprakları da kapsar. Toprak sahibi kabile ve klanlar tarlaları ve su kaynaklarını ailelere göre dağıtırken, otlak kullanımını belirli bir düzene bağlarlar.
Her kent ya da kasabanın dışında haftada bir hayvan pazarı kurulur. Kırsal kesimde de suk denen haftalık pazarlar kurulur; buralarda çerçiler Avrupa mallarını ve kentlerde yapılmış eşyaları satar. Bölgelerarası ticaret sınırlıdır. Malla, deve veya katır sırtında taşınır.
1930’lardan sonra sömürgeciliğin etkisiyle geleneksel yapıda belirli bir çözülme başlamıştır. Kara ve demiryolu ağları kırsal kesime ticari malların yanı sıra düşünceler de taşımıştır. Fas, Tunus ve Cezayir’in bağımsızlığa kavuşmasından sonra ekonomik kalkınmaya verilen önem, değişim sürecini daha da hızlandırmıştır. Bunun en önemli sonuçlarından biri de zengin tarım bölgelerine, kıyı kentlerine ve İspanya, Fransa gibi ülkelere işçi göçünün hızlanmasıdır. Kentlerde kamu görevlisi, kırsal kesimde de ücretli işçi olmak önemli bir konum haline gelmiştir. Geleneksel yapı sınıflar arası gerilimleri yumuşatıcı bir etki yaratmakla birlikte, maddi refah isteği belirli bir siyasal bilinçlenmeyi doğurmuştur.

Din ve Kültür
Magrip’teki dinsel inançlarda İslam ve yerel gelenekler iç içe geçmiştir. Genelde bütün halk temel ibadetleri yerine getirir; ama Kur’an’ın bütün kurallarına yalnızca kentlerde oturan eğitim görmüş dar bir çevre uyar. Bı çevrede bile “ruhlar”ın varlığına inanılır. Kötü ruhlardan korunmak için yerine getirilen adetler günlük yaşamın bir parçasıdır. Gebe kadınlar muska takar, bazen de siyah incilerden yapılmış el biçiminde bir tılsım taşır. Çocuk yedi günlük olunca adı konur ve bir koyun kurban edilir.
Kentlerdeki zanaatçıların başlıca estetik esin kaynağını İslam oluşturur. Kentsel mimari ve döşeme, Ortadoğu ve Endülüs etkilerini yansıtır. İspanyol-Magrip etkisinin en güçlü biçimde görüldüğü yer Fas’tır. Tunus’ta Fatımi etkisi yoğundur. Tunus ve Cezayir, Osmanlı kültüründen de ağırlıklı biçimde etkilenmişlerdir.
Berberi sanat yapıtları düz çizgili süslemeler taşır. En zengin motifler zikzak çizgilerden geliştirilmiştir; bunlar kabileden kabileye değişiklik gösterir. Orta Atlaslar bölgesinin yünlü halılarındaki değişik renk ve dengeli yollar yaygın bir süsleme biçimidir. Elle yapılan çömlekler Neolitik örneklere çok benzer; süslü parçalar bazı eski Ege seramiklerini andırır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.kemalistkartalı.com.tr.tc
 
Berberiler - Kuzey Afrika’nın bilinen en eski halkı.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Şanlı TÜRK Tarihi
» OĞUZ KAĞAN DESTANI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HEPAR - DENİZLİ Anadolu Kartalları Çalışma Grubu :: Milletler Tarihi-
Buraya geçin: