Atatürk ve Baba Kavramı
Diyarbakır’da paşa kumandandı. Ben de emir subayı idim. Babam, Paşa’nın içtiğini duymuştu. İzinden dönerken bana:
- Bir damla bile içersen hakkımı helal etmem, dedi. Döndüm. Karargaha vardığım akşam Mustafa kemal Paşa yakın subaylarıyla sofrada oturmuş içiyordu. Bana da bir kadeh koydular. Ben içer gibi yapıp vakit geçiriyordum. O vakit baş yaveri olan Cevat Abbas, usulca Paşa’ya eğildi:
- Paşam, Nesip içmiyor, atlatıyor, dedi.
O vakit Mustafa Kemal bana döndü kadehini kaldırdı:
- Nesip şerefine, dedi.
Ben kıpkırmızı olmuştum. Paşa sordu:
- Ne o bir mazeretin mi var?
- Paşam diye cevap verdim. Sizin için canımı feda ederim, yalnız buraya gelmeden babam bana içki içmemem için yemin ettirdi de tereddüdüm odur.
Mustafa kemal o vakit:
- Bırak kadehi öyleyse, dedi. Babanın emri, benim emrimden üstündür. Seni taktir ettim. Babasına hayrı olmayanın, kimseye hayrı olmaz.
(Mehmet Nesip Himalay)