Tarih öğretmeni, yazar Abdulkadir Paksoy , önemli bir görev yapmış, liselerde okutulan "İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" kitabında gericilik ve tarikatlarla ilgili kimi bölümlerin, sözcük ve yorumların cımbızlandığını, saptırıldığını ortaya çıkarmıştı. Paksoy'un belirlemelerinin yarattığı tepkiler dalga dalga yükseliyor. CHP milletvekili Mustafa Gazalcı , konuyu, Milli Eğitim Bakanı'na yönelttiği bir soru önergesi ile TBMM'ye taşıdı:
"- Prof. Dr. Ahmet Mumcu - Mükerrem K. Su tarafından yazılan 2000 tarihli 'T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük' ders kitabı, daha eskiden yazılıp okutulan Niyazi Akşit tarih kitapları ile 2005- 2006'da kabul edilen İdris Akdin-Muhittin Çakmak-Mustafa Genç'in yazdığı tarih kitaplarında; tarikatlar, tekke ve zaviyeler, Padişah II. Abdülhamit ve Vahdettin, 31 Mart Olayı, Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı, laiklik, Þeyh Sait gibi konuların farklı ele alınıp yorumlanmasının nedeni nedir?
- Eski T. C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabında tekke ve zaviyelerin bilime ve laik yaşama aykırı, çağdışı kurumlar ve birer sömürü merkezleri durumuna geldikleri için kapatıldıkları belirtilirken, yeni ders kitabında 'İslam dini ile bağdaşmayan inançlar ve âdetler ortaya çıktığı', yani İslamî kurallardan saptıkları ve bozuldukları için kapatıldığı belirtilmiştir. Bu değişikliğe neden gerek duyulmuştur? İslam dininde tarikatların yeri var mıdır?
- Eski ders kitabında Þeyh Sait ve Derviş Mehmet'in birer tarikat mensubu / başı oldukları belirtilirken yeni ders kitabında bu bilgi çıkarılmıştır. Þeyh Sait ve Derviş Mehmet birer tarikat mensubu / başı değiller midir?
- Eski ders kitabında yer alan II. Abdülhamit'in kendisine karşı bir ayaklanma olabileceği kaygısıyla donanmayı Haliç'e çektirdiği, 31 Mart ayaklanmasında rolü olduğu, aydınlara karşı baskı uyguladığı vb. bilgiler yeni ders kitabında neden çıkarılmış ve yerine sadece II. Abdülhamit'i olumlayan ifadeler konulmuştur? Bu anlatım değişikliğine yol açacak yeni tarihsel belgeler mi bulunmuştur?
- Eski ders kitabında Padişah Vahdettin ile Damat Ferit arasında bir uyum bulunduğu, ikisinin de İngilizlerle işbirliği yaptığı vurgulanırken, yeni ders kitabında Damat Ferit'le Vahdettin'in farklı düşündüğü, gerçekte Vahdettin'in değil Damat Ferit'in İngilizlerle işbirliği yaptığı bilgisi verilmiştir. Bu değişikliğe neden gerek duyulmuştur?
- Eski ders kitabında Atatürk'ün Samsun'a çıkışı konusunda Atatürk'ün Padişah Vahdettin hakkındaki sözleri yer alırken, yeni ders kitabında bu sözler çıkarılmış, yerine Atatürk'le Vahdettin arasında bir uyum olduğunu duyumsatan ifadeler konulmuştur. Padişah Vahdettin'in M. Kemal'i Anadolu'ya Kurtuluş Savaşı'nı başlatması için gönderdiğini doğrulayan belgeler mi bulunmuştur ki böyle bir değişikliğe gidilmiştir?
- Eski ders kitabında Padişah Vahdettin'in İngiltere'ye sığındığı bilgisi verilirken yeni ders kitabında bu bilgi neden çıkarılmıştır? Padişah Vahdettin'in İngiltere'ye sığındığı bilgisi doğru değil midir?"
Ulusal Kurtuluş Savaşımız ve devrim tarihimiz bizim alnımızın akıdır. Onun sinsi oyunlarla, safsatalarla, çarpıtmalarla kirletilerek çocuklarımıza aktarılmasına izin vermemeliyiz. Olay ciddi... (Cumhuriyet, 12 Þubat 2007)
Devrim tarihi kirletilemez!
Tarih öğretmeni, yazar Abdulkadir Paksoy , lise 3. sınıf " Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" dersinde okutulan eski ve yeni kitapları karşılaştırmış; bugün liselerde okutulan kitapta, karşıdevrimci hareketlerin "tarikat" ve "dinci örgütlenmelerle" bağlantılarına yer verilmediğini, işbirlikçi Vahdettin 'in de neredeyse yurtsever yapıldığını belirlemişti.
Paksoy'un araştırması, yıllardır Türkiye'de belli çevrelerce yürütülen kampanyanın son aşamasını ortaya koyuyor aslında. Devrim tarihinin çarpıtılması, kötülenmesi, safsatalarla doldurulması hedefi böylelikle bir "Milli Eğitim Bakanlığı" yayını ile okul kitaplarına, dolayısıyla çocuklarımızın bilinçlerine ulaştırılmış oluyor.
Devrim tarihi uzmanı Yrd. Doç. Dr. İsmet Görgülü , bu hedefi çok kısaca anlaşılır kılıyor bize:
"O hedefi belirlemiş olanlar, kendilerine en büyük engel olarak Atatürk 'ü görüyorlar. Atatürk kötülenerek, aşağılanarak, çocukların gözünde saygı duyulmayacak bir kişi düzeyine indirilmek isteniyor. Bu terbiye ile gelen çocuk yeminli, kemikleşmiş Atatürk düşmanı olarak karşımıza çıkıyor. Bu düşmanlık, laik demokratik Cumhuriyete düşmanlıkla sürüyor. Bu terbiye ile yetişmiş kuşaklar, Türk milletini ' biz' olmaktan çıkarıyor, ayrı ayrı ' bizler' haline getiriyor. Vatana karşı ortak sorumluluk duyma, ülkenin sömürülmesi, parçalanması, emperyalizmin kucağına düşmesi konusunda ortak endişe duyma ortadan kalkıyor. Benim duyduğum kaygıları duymuyor. Çünkü benim kaygılanarak ortaya koyacağım mücadele ortamında benim mücadele edeceklerimi ortak olarak görüyor. Emperyalizmin safında yer alıyor. Böyle olunca hem bölücüler, hem sistem değiştiriciler, hem de Türkiye üzerinde niyetleri olan AB ve ABD gibi ülkeler amaçlarına adım adım ilerliyorlar."
Ne demiştik, bir kez daha anımsayalım: Ulusal Kurtuluş Savaşımız ve devrim tarihimiz bizim alnımızın akıdır. Kirletilemez! (Cumhuriyet, 17 Þubat 2007)
Cumhuriyet sahipsiz değil
Liselerde okutulan "Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" kitabındaki devrim tarihine yönelik saptırma ve çarpıtmalara yönelik eleştiriler sürüyor.
Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli 'ye göre; çağdaş, laik ve bilimsel olması gereken ders kitaplarının içerikleri değiştirilerek ve kavramların içi boşaltılarak yeni kuşakların beyinlerinin yıkanması hedefleniyor: "Bu gibi uygulamalar, seçim dönemine girilen şu günlerdeki kamuoyunda yakından bilinen uygulamalarla birleştiğinde, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü tehdit edecek gelişmelerin tohumlarının atıldığını da açık bir biçimde göstermektedir. Toplumun doğru bilinçlenmesini savunan tüm ulusal kurum ve kuruluşların, bu tehlikenin farkına bir an önce varması gerekmektedir."
Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Genel Sekreteri Erdal Atıcı da uyanık olma çağrısını yineledi: "Tarih kitaplarında yaptıkları çarpıtmalar, bazı bilgileri çıkartıp Padişah Vahdettin'i, tarikatları aklamak istemeleri; yol aldıkları 'Ilımlı İslam Modeli' doğrultusunda engel gördükleri Kurtuluş Savaşı ve Mustafa Kemal'i yok etme çalışmalarının bir parçasıdır. Özellikle şeriatçılar ve ikinci cumhuriyetçiler bu konuda ağız birliği etmişlerdir. Onlar Kurtuluş Savaşı'nı ve Mustafa Kemal'i önemsiz hale getirip emellerine ulaşacaklarını sanmaktadırlar. Ancak dün olduğu gibi bugün de başarılı olamayacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti ve devrimler sahipsiz değildir..."
Tüm bu tepkiler sürerken çocuklarımız saptırılmış, çarpıtılmış bilgilerle donatılan ders kitabını okumaya devam ediyor. Konuyu Meclis'e taşıyan, yakından izleyen CHP'li Mustafa Gazalcı 'nın geliştirdiği öneri dikkate alınmalı: "Milli Eğitim Bakanlığı ders kitaplarında, özellikle tarih kitaplarında yaptığı çarpıtmalarla suçüstü yakalanmıştır. Okul-aile birlikleri, öğrenci velileri çocuklarına Atatürk ve devrimler çarpıtılarak okutulduğu için bu kitapların okutulmaması için yargıya başvurmalıdır."