HEPAR - DENİZLİ Anadolu Kartalları Çalışma Grubu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HEPAR - DENİZLİ Anadolu Kartalları Çalışma Grubu

Benim İçin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP). Eşbaşkanının Damat Ferit'ten Hiçbir Farkı Yoktur.... KemalistKartal
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Moğollar - Moğolistan'ın yerli halkıdır

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 668
Kayıt tarihi : 14/11/08
Yaş : 36
Nerden : Denizli

Moğollar - Moğolistan'ın yerli halkıdır Empty
MesajKonu: Moğollar - Moğolistan'ın yerli halkıdır   Moğollar - Moğolistan'ın yerli halkıdır Icon_minitimePtsi Kas. 17, 2008 10:38 pm

Moğollar

Moğollar, günümüzde Moğolistan'ın yerli halkıdır. Doğu Asya kavimlerindendir. Asıl yurtları Moğolistan’dır.
Toplam Nüfus - 10 milyon ;
Çin - 7 milyon
Moğolistan - 2,4 milyon
Rusya - 500.000
Dil - Moğolca
Din(ler) - Budizm Şamanizm İslam Hristiyanlık


Bugün Moğollar, Moğolistan dışında Rusya'ya bağlı; Aga Buryat Özerk Bölgesi, Ustorda Özerk Bölgesi ve Buryat Cumhuriyetinde yaşamaktadırlar. Ayrıca Çin ile Moğolistan arasında yer alan İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nin de büyük çoğunluğu Moğoldur.

Tarihte, Asya kıtasının büyük bir kısmına sahip olup, yayıldılar. Memleketlerinden çıkıp da geri dönmeyenler, medenî milletler arasında eridiler. Bugün Moğollar, sâdece Çin ile Rusya arasındaki Moğolistan’da yaşarlar. Doğu Asya’daki sarı ırkın, mongaloit tipindendirler. Dilleri Türkçe'ye yakın bir dil olan Moğolcadır.

Moğolların hakkında ilk bilgilere komşuları Çinlilerin târihlerinde rastlanır. Verilen bilgilere göre bu câhil ve vahşî kavim küçük kabîleler hâlinde ve göçebe şeklinde Gobi Çölü'nde yaşardı. Avcılık ve yağmacılıkla geçinirlerdi. Baskınlarda ok kullanırlardı. Kadınları da harp ederdi. Güneşe taparlardı. Dağınık, teşkilâtsız, başsız Moğol kabîleleri 13. asrın başına kadar bu hâlde kaldı.

13. yüzyılın başlarında Cengiz’in halasının kocası Duş Han, Moğol Hanı idi. Duş ölünce, oğlu olmadığı için yerine Cengiz geçti. Cengiz, çetin mücâdelelerden sonra dağınık kabîleleri toplayarak itaat altına aldı. Karakurum’da 1204 senesinde İlk Moğol Devletini kurdu. Moğol ve Tatar hanlarının başı oldu.
Moğolistan’ın etrâfındaki ülkelere sefer açtı. On birinci yüzyıldan îtibâren bâzı Türk boylarının Hindistan’a Anadolu’ya ve Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlara göç etmesi Moğollara kolayca yayılma imkânı sağladı. Cengiz Han, 1218 yılına kadar Doğu Türkistan ve Çin’i aldı.Harezmşah Devleti'nin Moğol Elçilerini öldürüp bazılarının da sakallarını yakıp geri yollaması üzerine Cengiz Han 1219’da Harezmşâh Devleti'ne saldırdı.

Moğol ordusu; Batı Türkistan, Horasan, Kandehar, Mültan gibi devrin medeniyet merkezlerini tahrip etti. Buhârâ, Semerkand, Herat gibi hepsi birer kültür, sanat ve medeniyet âbidesi olan şehirleri yağmalayıp yıktılar. Bunlardan Merv, Rey ve daha pekçok şehir, uğradıkları bu tahribât sonunda bir daha kalkınamadı. Şehir olma vasfını kaybederek, yirminci asra kadar birer harâbe hâlinde kaldı. İslâm medeniyetine telâfî edilemeyecek darbeler indirdiler. Kafkasya’ya, Rusya’ya ve Anadolu’ya yayıldılar. 1224 senesinde Kara Kurum’a çekildiler. Cengiz Han'ın kurup güçlendirdiği Moğol Devleti'nin idâresinde; Çinli, Tunguz, Tibetli, Türk, İranlı, Afganlı, Arap, Ermeni, Rus ve Alanlara mensup çeşitli boylar vardı.

1227 senesinde Kansu’da ölen Cengiz Han, Moğolları birleştirip, teşkilâtlandırmış ve kendi adıyla anılan meşhûr Cengiz Yasasını çıkarmıştı. Boy beyleri ve kumandanların meydana getirdiği kurultayı vardı. Cengiz’in ölümüyle işgâl ettiği ülkeler, oğulları arasında paylaşıldı. Büyük oğlu Cuci’ye; Batı Sibirya ve Kıpçak bozkırlarından, Harezm’i de içine alan Kuzey Karadeniz kıyılarına kadar olan bölge düştü. Cuci’nin mirâsı, oğlu Batu’ya verildi. İkinci oğlu Çağatay’a Mâveraünnehr’den Doğu Türkistan’a kadar uzanan topraklar verildi. Üçüncü oğlu Ögedey; kurultay kararıyla Büyük Moğol Hanı seçildi. En küçük oğlu Tuluy’a Moğol İmparatorluğunun merkez toprakları olan Moğolistan verildi.

On yedinci yüzyılda Çarlık Rusyası, bölgeyi kontrolüne almak için girişimlere başladı. On sekizinci yüzyılda Moğolistan’da Rus ve Çin yanlılarının mücâdelesi başladı. Moğol prenseslerinin Çinliler gibi yaşaması Moğolistan’da milliyetçilik akımının başlamasına neden oldu. Katolik misyonerlerinin faaliyetleriyle Moğolistan’da Hıristiyanlaşma başladı. Misyonerler Uzak Doğu’da dayanak noktası elde etmek ümidiyle Moğolistan’ın bağımsızlığını desteklediler. Bağımsızlık düşüncesi yayıldı. 1912’de Çin’de Mançu hânedanının yıkılmasıyla Moğol prensleri Rusların da yardımıyla Moğolistan’ın bağımsızlığını ilân ettiler. Çinlilerle mücâdeleye girişen Moğollar, 1915’te Çin’e de bağımsızlıklarını tanıttılar.

Çin-Japon Savaşında Moğolistan’da yeraltı faaliyetiyle komünist hareket başlatıldı. Japonya’nın Kuzey Çin’e girmesiyle 1935-1937’de Moğolistan da işgâle uğrayarak, mahallî muhtar bölgeler kuruldu. 1945’te İkinci Dünya Savaşının bitmesiyle ülkedeki bağımsızlık yanlısı örgütler faaliyetlerini komünizm paralelinde devam ettirdiler. Komünizme karşı mücâdele eden örgütlerin zayıflatılmasıyla İç Moğolistan, Çin’in hâkimiyetinde muhtar hâle getirildi. İkinci Dünya Savaşından sonra dış Moğolistan’da, ABD ve İngiltere’nin tavsiyesiyle, Moğolistan Halk Cumhuriyeti kuruldu. 20 Ekim 1945’te referandumla bağımsızlığını ilân eden Moğolistan, önce Milliyetçi Çin tarafından tanındı. 1946’da Moğolistan Halk Cumhuriyeti ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği aralarında ittifak imzalandı. 1961’de Birleşmiş Milletler Örgütüne kabul edildi. Sovyetler Birliği'ndeki ve Doğu Avrupa’daki komünist yönetimlerinin çöküşü komünizmle yönetilen Moğolistan’ı da etkiledi. 1990’da çok partili sisteme geçilerek; ekonomik, sosyal ve siyasal reformlar yapıldı. Temmuz 1990 ilk çok partili seçimler yapıldı. Moğolistan’da bulunan Rus birlikleri yapılan anlaşma sonucu geri çekildi.

Yönetim Şekli ve Birimleri

Cengiz Hanın teşkilâtlandırdığı Moğollarda, ahâliye ivgen, boya; obop, âile ve en küçük birliklere de Aymuğ ve Yasun denirdi. Ordu da bu usûle göre teşkilâtlanmıştı. Ulus denilen Moğol kâbile birliklerinin hepsi asker sayılırdı. Kabîleler sefere, kendi çadırları, hayvanları ve kadınları ile bir ordu gibi giderdi. Her kabîle kendini idâre ederdi. Sanat bölükleri, idârî kumanda teşkilâtları yoktu. Silâhlarını kendileri yaparlardı. Sonradan işgâl ettikleri bölgelerde az çok bir şeyler öğrendiler. İşgâl ettikleri ülkeler, merkezî bir devletten idâre edilemeyecek kadar genişledi. Siyâsî ve idârî bakımdan tecrübesiz olan Moğollar, bu yüzden çok zor duruma düştüler. Devlet kadrosunda idâreci ve vergi tolayacak memurları yok denecek kadar azdı.

Cengiz Hanın soyundan olanlar, Çağatay Hanlığı(1227-1370), İlhanlılar (1256-1353), Altınordu (1226-1502), Şeybânîler (1500-1598) ve Giray Hanlar devletlerini kurdular. Cengiz Hanın oğulları ve torunlarının hâkimiyeti çok kısa sürdü. Ancak İslâm âlemine ve medeniyetine çok zarar verdiler. On üçüncü asırda yapılan tahribâtla, altı yüz senede nice emeklerle elde edilmiş, hattâ İslâmiyetten önce de yapılmış pekçok mîmârî eserleri, kütüphâneleri, târihin kıymetli vesikalarını, mektepleri, rasathâneleri yok ettiler. Abbâsî halîfeliğinin merkezi Bağdat’ı 1257’de yakıp yıktılar. Sûriye dâhil Doğu Akdeniz, Batı Anadolu kıyılarına Avrupa’da Viyana şehri civârına kadar hâkim oldular. Moğolların yenilmezliğini, Mısır Memlûkleri yıktı. Hülâgu Hânın ordusunu, Memlûk Sultânı Baybars, 1260’da Ayn Calut’ta büyük bir bozguna uğrattı. Doğu Karadeniz’deki Haçlı kralları ve KilikyaErmenileri ile de Müslümanlara karşı anlaştılar. Türkiye Selçuklu Devletinde ve beyliklerinde on üçüncü asrın ortalarından sonra Moğol vâliler söz sâhibi oldu. Hindistan’daki Türk-İslâm devletlerine yaptıkları akınlar, Müslümanları zor duruma düşürdüyse de, zamanla bölgeden atıldılar.

On dördüncü asrın başlarında Orta ve Güneybatı Asya’da İslâm ülkelerinde yaşayan Moğollar medenîleşmeye başladılar. İlhanlı hükümdârı Gazan Mahmud Hanın İslâmiyeti kabûl etmesiyle, kumandan, vezir ve askerlerinden pek çoğu Müslüman oldu. İslâmiyeti kabûl eden İlhanlı devlet adamları, bölgedeki ahâliyle kaynaşmayı sağladılar (Bkz. İlhanlılar). Mâverâünnehr, Yedisu ve Doğu Türkistan’a hâkim olan Çağatay Hanlığı, on dördüncü asrın sonunda Tîmûrluların hâkimiyetine girdi (Bkz. Çağatay Hanlığı). Güney Rusya ve Batı Sibirya’daki Cuci Sülâlesinden Altınordu Devleti Berke Hanın Müslüman olmasıyla medenîleşmeğe başladı. On beşinci asrın sonuna kadar bölgeye hâkim olan Altınordu Devleti, Tîmûrlular tarafından yıkıldı (Bkz. Altınordu Devleti). Bir kısım toprakları üzerinde Kazan Hanlığı kuruldu (Bkz. Kazan Hanlığı). Cuci Sülâlesinden sünnî bir İslâm devleti olan Şeybânîler, on altıncı asırda Mâverâünnehr’e hâkim olup, İran’daki bozuk îtikâd sâhibi Safevîlerle mücâdele ettiler (Bkz. Şeybânîler). Kırım’daki Cuci Sülâlesinden Giray Hânlar, en uzun ömürlü hânedân oldu. Osmanlı Devletine tâbi idiler. Ülkede Osmanlı kültürü hâkimdi. On beşinci asırdan on sekizinci asrın sonuna kadar iktidârda kaldılar (Bkz. Kırım Hanlığı). Dış Moğolistan’daki Moğolistan bağımsız, Rusya’ya; İç Moğolistan’daki muhtar idâre de Çin’e bağlıdır. Moğolistan’da yaşayan Moğollar, Buda inancının Lamaizm mezhebine mensuptur. Din adamlarına “lama” adını verirler. Lamalar, tabiblik ve büyücülük de yaparlar. Din merkezleri Tibet’teki Lhasa şehri olup ikinci derecedeki dînî merkezleri Urga’dır. Moğolistan’da, putperest ve Hıristiyanların yanında, çok az da İslâm dînine mensup olanlar vardır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.kemalistkartalı.com.tr.tc
 
Moğollar - Moğolistan'ın yerli halkıdır
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yerli Malı Haftası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HEPAR - DENİZLİ Anadolu Kartalları Çalışma Grubu :: Milletler Tarihi-
Buraya geçin: